Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Memduh Esendal, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle yazılı bir mesaj yayımladı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Prof. Dr. Ömer Memduh Esendal “4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü” dolayısıyla yayınladığı mesajında; Hayvanların korunmasının çevrenin korunmasına, çevrenin korunmasının dünyamızın korunmasına, dünyamızın korunmasının da insan sağlığının korunmasına neden olacağına dikkat çekti.

Yaşadığımız dünyayı paylaştığımız, ekosistemin birer parçası olan ve varlıkları ile dünya dengesine direkt katkı koyan birçok hayvanın bulunduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Esendal, şunları söyledi: “İlgili kurum ve kuruluşlar tarafından çeşitli yazılar, sloganlar ya da söylemler gündeme gelir ve kaleme alınır. Bunların ana konusunu da genellikle kedi ve köpek gibi evcil pet hayvanlar oluşturur. Halbuki hayvan deyince sadece günlük yaşantımızda bizimle yakın ilişkide olan kedi ve köpek akla gelmemelidir. Etinden, sütünden, yumurtasından, yününden ve derisinden yararlandığımız birçok çiftlik hayvanı dışında bir de hiç karşılaşma ve paylaşımda bulunma şansımız olmadığı halde üzerinde yaşadığımız dünyayı paylaştığımız, ekosistemin birer parçası olan ve varlıkları ile dünya dengesine direkt katkı koyan birçok hayvan daha bulunmaktadır. Hayvanların korunması çevrenin korunmasına, çevrenin korunması dünyamızın korunmasına, dünyamızın korunması da insan sağlığının korunmasına neden olacaktır.”

Çöpler Yaşam Alanlarının Çevresindeki Tüm Canlıları Etkiliyor…

Herkesin hayatındaki tüketimlerinin, çöplerin, yaşam alanlarının çevresindeki tüm canlıları etkilediğini belirten Prof. Dr. Esendal, bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Esendal şöyle devam etti: “Dünyamızdaki inanılmaz çeşitliliğinin farkında mıyız? Ekolojinin, hayatımızı nasıl etkilediği, ya da insanoğlunun doğa üzerindeki etkisinin farkında mıyız? Bugün dünya üzerinde yaklaşık 7 milyar insan yaşıyor. Bu sayı her geçen gün artmakta. Peki dominant tür olmamızın getirdiği ihtiyaçları doğadan karşılarken sizce yeterince dikkat ediyor muyuz? Şu an tüm akdenizde sadece 500 akdeniz foku kaldığı tahmin ediliyor. Ada çevresinde ve tüm dünyada deniz kaplumbağaları, yunus, orfoz gibi türlerin hepsi koruma altında. Belki de Bengal kaplanı, gergedan, Afrika fili, orangutan gibi koruma altındaki görkemli canlıları çocuklarımız göremeyecek. Evet insanlar olarak konforlu bir hayat sürüyor olabiliriz ancak bunun bedelini doğaya, dünyamızı paylaştığımız canlılara ödetmemiz sizce de haksızlık değil mi? İşte 4 Ekim bu nedenle hayatımıza girdi. Basit bir farkındalıktan öte olarak herkesin hayatındaki tüketimlerinin, çöplerin, yaşam alanlarının çevresindeki tüm canlıları etkilediğini bilmeli ve bu bilinçle hareket etmeliyiz.”

“Çocuklarınıza Sadece Onları Sevmeyi Değil Korumayı Öğretelim”
Mesajının devamında hayvanların ekolojinin büyük bir dilimi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ömer Memduh Esendal, çocuklara hayvanları sadece sevmeyi değil korumayı da öğretmemiz gerektiğinin altını çizdi.

Prof Dr. Esendal; “Denize atacağınız basit bir plastik çöp, bir deniz kaplumbağasının hayatını bitirebilir. Her gün taktığınız bir çanta için binlerce hayvan öldürülüyor olabilir. Şu an oturduğunuz sitenin yapımı için yüzlerce canlıyı evlerinden etmiş olabiliriz. Koruma sadece fiziksel anlamda olmaz. Dolaylı yollarla hayvanları koruyabilir, bu tip hareketlerin insanlar arasında yayılmasını sağlayabilir, insanoğlunu daha uyumlu bir tür haline getirebiliriz. Ve işin güzel tarafı bunu sadece günlük alışkanlıklarımızdaki basit değişiklerle yapabiliriz. Hayvanlar ekolojinin büyük bir dilimi. Onların bize olan ihtiyacından çok, bizim onlara ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. Çocuklarımıza sadece onları sevmeyi değil korumayı da öğretelim. Onların muhteşemliğini, gücünü, zarafetini bırakın çocuklarımız da görsün. Çünkü böyle devam edersek sadece o canlılar değil bizlerde artık burada olamayabiliriz” sözleriyle mesajını noktaldı.